17 Şubat 2018 / Dr. Murat Fettahlıoğlu
Depresyon
Sanki Pilim Bitti... ''Sabahları erkenden, gün ışımadan yorgun, bitkin ve hiç
uyumamış gibi uyanıyorum. Uyanır uyanmaz beni boğan bir sıkıntı ve huzursuzluk
başlıyor. Bütün gün çok neşesizim, adeta gülmeyi unuttum. İçimde sanki büyük bir acı
hissediyor ama istesem de ağlayamıyorum. İşimle ilgili sorunlar kafamdan çıkmıyor.
Önceden olsa kolayca çözebileceğim işlerin artık üstesinden gelemeyecekmişim ve
sanki her şey daha kötü olacakmış gibi geliyor. Bir yandan kafamın içinde binlerce sorun
dönüp dolaşıyor, bir yandan da sanki beynim durmuş gibi hissediyorum. Bir şey yapmaya
ne isteğim var ne de gücüm. Gelecek hiç umut vermiyor, zaten bir beklentim de yok.
Çünkü yaşamanın ve hiçbir şeyin anlamı kalmadı. Çok çaresizim. Bu sıkıntıdan ancak
ölürsem kurtulurum diye düşünüyorum.''
DEPRESYON
Depresyon, esas olarak yaşamdan ve yaşadıklarından zevk alamama halidir.
Depresyon yaşayan bir kişi daha önce ilgi duyup severek ve isteyerek yaptığı bir şeyleri
artık yapmak istememeye, yapsa bile bunlardan zevk alamamaya başlar. Yaşama sevin
cinin yerini '' üzüntü, keder, mutsuzluk, isteksizlik, karamsarlık, umutsuzluk ve
suçluluk '' gibi duygular alır.
Belirtiler:
. Bir türlü geçmeyen üzüntü ve rahatsızlık duygusu.
. Hobilerden ya da daha önce hoşlanılarak yapılan aktivitelerden alınan zevkte ve ilgide
azalma.
. Kilo ya da iştahta değişiklikler. Artış veya azalmalar.
. Uykuya dalmada zorlanma, çok erken kalkma ya da aşırı uyuma gibi uyku bozuklukları.
. Konsantrasyon yeteneğinde azalma, dalgınlık, unutkanlık.
. Yorgunluk, enerji kaybı ve hareketlerde yavaşlama.
. Cinsel isteksizlik, ilgisizlik ve haz kaybı.
. Geçmişe dönük pişmanlıklar, geleceğe yönelik karamsarlık ve umutsuzluk düşünceleri.
. Yaşam hakkında ve benlik saygısında değersizlik.
. İntihar ve ölüm düşünceleri.
Bu belirtilerin hepsi her hastada bulunmaz. Belirtiler şiddetlendikçe kişinin yaşam
kalitesi ve işlevselliği azalır. İş gücü kaybına neden olan hastalıklar içerisinde ilk sırada
depresyon gelir. Buna karşın maalesef ülkemizde resmi veya özel sağlık sigortası iş
lemlerinde, genel çalışma hayatında depresyon hastalıktan bile sayılmamaktadır.
Toplumdaki ''ruhsal sorunlar her şeyi kafaya takmanın bir sonucu'' veya ''ruhsal
sorunlar kişinin iradesini kullanmasıyla ve kendi çabasıyla düzelir.'' gibi yanlış
inanışlar nedeniyle depresyona gereken önem verilmemektedir. Buda zamanında yardım
almayı ve tedavi olanaklarını engellemektedir.
Depresyon en sık rastlanan ruhsal hastalıktır. Herkeste ve her yaşta yaşamın
bir evresinde ortaya çıkabilir. Maalesef depresyon geçiren beş kişiden ancak
birisi tedavi için başvurmaktadır.
Ailede depresyon geçirmiş kişiler bulunanlarda, kadınlarda, dul ya da
boşanmışlarda, işsizlik ya da ekonomik sorunları olanlarda, uzun süre zorlayıcı
yaşam olaylarına maruz kalanlarda, ciddi veya sürekli fiziksel hastalığı bulunanlarda,
olumsuz ve mutsuz çocukluk dönemi geçirenlerde, doğumdan sonraki ilk aylarda,
mükemmeliyetçi ve kendinden beklentisi yüksek olan kişilerde risk daha yüksektir.
Depresyon kadınlarda 35-45 erkeklerde ise 45-65 yaşları arasında daha sık
görülür.
TEDAVİ /
Depresyon günümüzde etkin tedavisi olan ruhsal hastalıkların en başında gelir.
Ancak mutlaka bir uzmanla görüşüp ilaçlar önerilen süre ve dozda kullanmalıdır. İlaç-
ların etki göstermesi için bir kaç haftalık süreye gerek olduğu unutulmamalıdır. Kulak-
tan dolma yanlış bilgiler veya etkisiz kişilerin (her şeyi bilen(!) komşular, bazı
sağlık sektörü çalışanları gibi) telkinleriyle hastalar ilaçları kesmekte, yetersiz
tedavi almakta ve hastalık kronikleşmektedir.
Kullanılmakta olan antidepresan ilaçlar yan etkileri az, oldukça güvenli ilaçlardır
ve yanlış inanışın aksine uyku, uyuşukluk ve bağımlılık yapmazlar. Depresyonda 6 ay-
dan önce kesilen tedavi hastalığın tekrarına neden olmaktadır.
İlaç tedavisinin yanı sıra hafif ve orta şiddette olan depresyonlarda psikoterapi
oldukça faydalıdır. Psikoterapi kişinin yanlış düşünce, tutum ve duygularının farkına
varıp değiştirmesine sonuç olarak depresyon tekrarlamasına engel olur.